Tecrübeli teknik direktör İrfan Buz, Egemen Çidar’ın gündeme dair sorularını yanıtladı.
İrfan Buz’un sözleri şu şekilde:
1. Hocam son olarak Bosna-Hersek takımı Velez Mostar’da görev aldınız. Bosna takımları bizim teknik adamlarımızın çok tercih ettiği bir yer değil. Bosna maceranız nasıl geçti?
Çok iyi geçti. Çok köklü kulüplerinden bir tanesine gittik. Şöyle söyleyeyim. Velez Mostar, Bosna’nın çok köklü kulüplerinden hatta 80’li 90’lı yıllarda Avrupa kupalarında çok da başarılı olmuş bir kulüp. Bosna’nın en önemli kulüplerinden bir tanesi. bizim açımızdan çok güzel bir deneyim oldu. Özellikle tabii bizim kendi portföyümüzü geliştirme açısından Balkan futboluna çok yakın olabilmek, oradaki potansiyeli de görmek çok önemliydi. Başarılıydık orada. Biz tabii oraya giderken, kulüpte hiçbir tane Türk çalışan yoktu. Biz ilk Türk olarak gitmiştik oraya. İşte genelde biliyorsun Egemen gittiğin kulüplerde genelde ya başkan Türk olur ya farklı bir bir yönetimden birisi Türk olur. Biz öyle gitmedik ekibimizle birlikte. Çok potansiyelli oyuncuları gördük. Çok güzel bir deneyim oldu bizim açımızdan. Çok da verimliydi.
2. Yakın zamanda size bir teklif geldi mi?
Evet, geldi. Benim bir ayağım Almanya’da. Ben Almanya’dayken bize buradan teklifler geliyordu. Biz de doğru bir adım atmak istediğimiz için teklifleri düşünüp değerlendirdiğimizde zaten anlaşıyoruz. Olmadığı zaman da teşekkür ediyoruz yani olabiliyor.
3. Derbi hakkındaki düşünceleriniz nedir? Bu 1 puan kime yaradı en çok?
Müsabakadan evvel baktığınız zaman hakikaten çok önemli bir derbiydi ve beklentiler çok yüksekti. Beklentileri karşılığını verebildi mi derbi? Veremedi. Futbol anlamında biz de çok daha, kaliteli bir futbol bekliyorduk.
Fenerbahçe açısından çok önemli bir müsabaka. Çünkü içeride oynuyorsunuz, son 3 yıldır Galatasaray şampiyon oluyor ve bu tür derbileri de kaybediyorsunuz. Kaybetmek yeni travmaya girip, depresif bir havaya girmek, negatif momentuma girmek. Puan farkını açmamak açısından da önemli bir skor.
Galatasaray avantajlı bir şekilde, çok soğukkanlı bir şekilde Leroy Sane’nin bireysel aksiyonuyla öne geçti. Genelde derli toplu görünen bir Galatasaray vardı. Fenerbahçe beklentinin altında kaldı ama ikinci devre biraz mücadelesini yükseltti, temposunu biraz daha yükseltmeye çalıştı. Bana göre her iki takım açısından yararlıydı, Galatasaray için tabii ki kazanç. Yani deplasmana gidiyorsunuz yine kaybetmediniz. En önemli rakibinize karşı oynuyorsunuz. Tabii kazanabilirlerdi.
Öbür taraftan Fenerbahçe açısından da yenilmemek çok çok önemliydi. Çünkü camianın beklentisi de çok büyük. Burada maçı kaybetmiş olsaydılar bugün çok farklı şeyler konuşacaktık. Kazanmış olsaydı daha da havaya girebilirdi Fenerbahçe.
Ama en azından Fenerbahçe açısından da bir kazanç olarak görüyorum ben. Moral, motivasyon açısından, yarış açısından önemli
Lig açısından da beraberlik önemli. Çünkü baktığın zaman diğer takımlar da yaklaşmış oluyor. Geçen seneye nazara daha enteresan bir lig bekliyor diye düşünüyorum.
4. Hocam Trabzonspor da var. Sizce Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray arasından sıyrılabilir mi?
Trabzonspor’daki en önemli şey istikrar. Çok iyi başladılar, çok iyi gidiyorlar ama biliyorsun Trabzon kendi kendine problem yaratabilen bir camia. Bu yüzden istikrarı yakalamaları gerekiyor. Ama eğer sakin bir şekilde, doğru bir şekilde gittiklerinde bu yarış içerisinde sonuna kadar olabilecek bir takım. Ancak dediğim gibi camiayı biliyorsun, burada istikrar çok önemli. Böyle bir lig yarışması bana daha zevkli geliyor.
5. Beşiktaş’ı da sormak istiyorum. Beşiktaş geride kaldı, tamam derbiyi kaybetti ama Kasımpaşa ve Gençlerbirliği’ni yense yarışta olacakmış. Sizce hocam Beşiktaş’ın kırılma anı nerede oldu?
Beklentinin altında kaldılar. Zaten Rafa Silva ile ilgili konuşulanlar, Sergen Yalçın ile alakalı beklentiler… Beşiktaş’ta istikrara ihtiyaç var, lig maratonu çok uzun. Fakat şöyle bir şey var. Artık öyle bir yere geldik ki herkes beklenti içerisinde, Sergen Yalçın’ın da kalitesini görmek istiyorlar. Transfer dönemine girildiği zaman Sergen Yalçın’ın önümüzdeki süreçle alakalı imzası olacaktır.
6. Sane, Galatasaray’a ilk transfer olduğu zaman Almanya’da tercihiyle çok eleştirilmişti. Hatta Nagelsmann ilk olarak milli takıma almamıştı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Uzun yıllar Almanya’da bulunduğum için Alman milli takım altyapılarında çalıştım. Kendisini de 16 yaşından beri tanıyorum. Souleyman Sane babası çok büyük futbolcuydu.
Leroy Sane, çok yetenekli, çok önemli bir futbolcu. Almanya’da zaten milli takıma kadar yükselip orada performansını gösterdi. Bayern Münich de son dönemlerde mutlu olamadı çünkü biraz duygusal bir oyuncu. Antrenör futbolcusu diyebiliriz. Antrenör futbolcusu nedir? Yani hocanın ona dokunması, hocanın onunla ilgilenmesi gerekir. Maksimumu çıkarmak istiyorsanız o tür oyunculara dokunmanız gerekiyor. Onu da işte Okan Buruk burada yapıyor.
Türkiye’de çok mutlu olduğunu düşünüyorum, sevildiğini hissettiği zaman o futbolcu maksimumu çıkarabilir, öyle bir futbolcu. Bayern’de zaman zaman eleştirildi. Tabii ki sürpriz oldu Türkiye’ye gelmesi.
Daha tam o zirvesinde değil ama gittikçe yükseliyor. Milli takıma Nagelsmann tarafından alınmamıştı. Çünkü ligimizi biraz düşük gördü. İşte doğru adım değil diye düşündüler.
Son haftalarda Galatasaray’da özellikle Avrupa kupalarında performansıyla birlikte yeniden milli takıma geldi. Kaldı ki milli takımda da çok iyi bir performans gösterdi. Bence gittikçe yükselecektir.
Kendisi açısından da doğru bir yere geldiğini düşünüyorum. Eleştirilere yurt dışında katılmıyorum. Bizim ligimizi biz de eleştiriyoruz ama bizim ligimizde de oynamak çok kolay olmuyor.
Onlar da görüyorlar. Kaliteli santraforlar gelmiş geçmiş bizim ligde oynamış. Bizim ligimiz çok mücadeleci bir lig. Yani o kadar kolay bir lig de değil. Dışarıdan öyle görünüyor. O yüzden milli takıma seçilmesi çok doğru.
Peki hocam sizce Dünya Kupası kadrosunda olur mu Sane?
Olur. %100 olur. Zaten sevilen bir futbolcu. Nagelsmann’ı da doğru değil diye eleştirmişlerdi ama yeniden bir fırsat verdi. Son iki müsabakada çok iyi oynadı. Gollerini de attı. Yani ben onun %100 kadroda olacağını düşünüyorum.
7. Derbide Fenerbahçe’de golü atan isim Duran oldu. Beşiktaş derbisinde de atmıştı. Fenerbahçe’de son dönemde En-Nesyri çok eleştiriliyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Normal, eleştiri olacaktır. En-Nesyri, Duran, Osimhen, Icardi çok farklı oyuncular. En-Nesyri pivot santrfor ona topu getireceksiniz, kafa toplarında başarılı bir oyuncu olduğu için kanatlarınızla beraber onu besleyeceksiniz. Icardi için de geçerli. Osimhen de aralara koşan, hareketli bir oyuncu. Duran da farklı bir oyuncu, santrforunuza göre oynatacaksınız yani. Icardi’den Osimhen oyunu bekleyemezsin ama Icardi’ye topları getirirsen çok büyük bir golcü. Şimdi Osimhen’i, Icardi’yi, En-Nesyri’i, Duran’ı oynattığında kadro seçiminin o oyuncuların başarılı olabilmesi için yapılması gerekiyor. En-Nesyri’yi kenarlardan beslemediğin zaman iyi görünmüyor.
8. Hocam, Tedesco aslında İtalyan ama Alman sananlar Almanya ekolünden geldiği için oldukça fazla. Siz de Almanya’da eğitim aldınız, denk gelme durumu oldu mu? Nasıl buluyorsunuz Tedesco’yu?
Genç yaşlarda Stuttgart altyapısından yükselip orada eğitimi aldı. Aynı okuldan mezunuz Henef Köln Spor Okulu. Genç, yetenekli ama tabii ki daha üstüne koyması gerekiyor. Kendini geliştirmesi gereken bir teknik adam. Ama beğendiğim bir teknik adam. Son dönemlerde güven eksikliği vardı Fenerbahçe’de teknik adamlar açısından. Şimdi yavaş yavaş Fenerbahçe taraftarlarından o güveni almaya başlıyor. O yüzden onun için de çok önemliydi derbiyi kaybetmemek. Kaybetmiş olsaydı soru işaretleri yine çok fazla olurdu. O yüzden onun açısından da çok önemliydi. Önümüzdeki süreçte Tedesco’nun Türkiye’de dokuda tutacağını düşünüyorum.
9. Uzun yıllarda Türkiye’de yabancı teknik adam şampiyon olamıyor, Tedesco bunu değiştirebilir mi?
Almanya’dan Türkiye’ye geldiğimde Bursaspor’da Christoph Daum’un asistanıydım, yardımcısıydım. Daum mesela çok başarılıydı, Türkiye’de şampiyon oldu. Bu biraz da camia ve yaptığınız kriz yönetimiyle alakalı bir durum. Şimdi Beşiktaş şu anda kriz yönetimini doğru yaptığı takdirde yarışın içerisinde olacak. Yani bir bütün olarak görmek gerekiyor. Ama en önemlisi burada yabancı teknik adamların bizim ülkemizi benimsemesi gerekiyor.
Mourinho’ya baktığınız zaman bu konuda bile bayağı bir sıkıntılı bir durum vardı. Daum benimsedi ve başarılı oldu. Şimdi bir bütün olmanız gerekiyor. Senkronize bir şekilde gittiğinizde bu ülkeyi sevdiğinizde, kendi kulübünüzü sevdiğinizde yabancı teknik adam olarak bunları yaşadığınız takdirde başarılı olursunuz. Tedesco bunu yaşadığı zaman neden şampiyon olmasın, tabii ki olabilir.
10. Okan Buruk genel olarak kritik maçlarda istediği sonuçları elde ediyor. İlerde yurt dışında çalıştığında sizce başarılı olabilir mi?
%100 olur. Her zaman kendini geliştirdi. Ben 2013’te geldiğimde Elazığspor’daydı. Büyük takımlara gelmek istiyorsanız başarılı olmanız gerekiyordu. Baktığınızda Akhisar’da kupayı getirdi. Başakşehir’le şampiyon oldu. 3 yıl üst üste şampiyon oldu Galatasaray’la. Bir de öyle kolay değildir. O tür camiarda çalışıp o baskı altında bunları başarılı bir şekilde götürebilmek.
Aynı zamanda kendini tabii ki şöyle çok ufak bir eleştiri yapmak istiyorum. Biraz duygu kontrolü olması gerekiyor. Öfke kontrolü bazen Okan Buruk’ta olmayabiliyor. Ama şöyle söyleyeyim kendini geliştirince başarılı olabileceğine kesinlikle inanıyorum ve eminim yani.
Bizim de ihtiyacımız var artık, sadece futbolcuların değil teknik adamların da yurt dışında başarılı olması gerekiyor. O yüzden ben canı gönülden başarılı olmasını istiyorum. Aynı zamanda olacağını da düşünüyorum.
11. Son olarak Romanya maçını sormak istiyorum. Romanya’nın başında Lucescu var, bize çok yakın bir isim. Dünya Kupası’na gidebilecek miyiz sizce?
Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Şimdi her zaman ne diyoruz? Kalite her zaman kazanır diye umut ediyorum. Yani kalite anlamında biz çok daha kaliteli bir takımız. Çok daha kaliteli bir havuzumuz var ve şu anda eee, ivmemiz de gittikçe yukarı gösteriyor. O yüzden benim içim rahat. İyi hazırlandığımız takdirde Egemen, kalitenin her zaman olayı bitirdiğini düşünüyorum.
Futbolcumuz da futbolumuz da gelişiyor. Avrupa kupalarında mesela Samsunspor’u görüyoruz. Onlar da başarılı bir şekilde gidiyorlar. Milli takımımız da böyle gidecek. Kaliteyi de yükselteceğiz. Doğru yolda oluruz diye düşünüyorum.








